kurumsaltambirgolfkulubu

Online event sunumu yapıp da -öğle yemeği tarifi göndermeyi- sunumuna eklemeyenler bu sektörde geleceği olanlardır..
Uzun zamandır duyduğum en kötü fikirlerden kesinlikle...

Akustik başlığı da açıldığına göre, arkadaşlarla sohbet ederken hatırladıklarımızdan bir parça:

Akustik en iyilerdendi Bodrum'da.. Her transferde hemen onlarla çalışılırdı. Sonra günbegün fiyatlar arttı, sezonda böyleyiz biz'ler başladı, eskiden listelerini hazırlayıp atanlar gitti yerine yeni çömezler geldi, hizmet standart oldu ama fiyatlar baya baya arttı. Sonunda event sektöründe yeni marka değerini kazandı -İzmir'den araç çekerim de Bodrum'da Akustik'le iş yapmam-

Çok çok iyi iş yapan bir operasyoncu arkadaşım'dan alıntı -en kaprisli müşteriden daha kaprisli Akustik, utanmasalar rider atacaklar bana onlardan hizmet alabilmem için-

Ahhh event sektörü sen kimleri ne noktalara getirdin, şimdiyse sen kan alıyorsun :)

Bodrum'da ve Dalaman'da transfer hizmeti veren Akustik için de bir sayfa olsa mı..
Herkesin acı tatlı anısı vardır onlarla da..

instagram sayfasında ankete bakınca insanlarda bir umut var lakin öyle olmayacağı oldukça açık...

Önce Çalışanlar: sektörde işten çıkarmaların başladığı herkesin malumu. her sektörde olduğu gibi bu sektörde de bu kadar işten çıkarmanın sonucunda bu süreç geçtiğinde ortada oldukça düşük maaşla işe alınabilecek insan gücü olacak. yani insanın gücünün değeri ister istemez düşecek. çalışanlar için kötü olacak ama iş verenlerin bundan oldukça memnun olacağı kesin.

İşverenler: geçmişten bugüne hala geri kafalı olarak yönetilen, dijital ve online dünyayı sadece skype'tan toplantı yapmak zanneden ajanslar tüm nakit birikimlerine rağmen (varsa tabii) birer birer elenecekler. çünkü ajanslar kadar markalarında ağzı yandı ve bu süreçte durmayan tek şey internet ve televizyon. dijital dünyada event sektörünün tüm dünyada yeni kapılar açmak zorunda olduğunu görüyoruz. zaten bu yüzden dünya performans marketinge dönerken biz hala klişelerden bahsediyoruz. o klişerden aşağıda bahsediyorum :)

Markalar: 'ama event sektörü hedef kitleye birebir dokunuyor' klişesinin pek bir önemi kalmadı. markaların şu anda birinci önceliği satışlarını devam ettirmek. bu süreçte basabildikleri kadar online basacaklar çünkü bir tek online ve televizyon durmuyor.

Para: Mayıs ayında geri dönsek, hemen sahaya çıksak bile en erken ajanslar temmuz - ağustosta para kazanmaya başlayacak. Bu da bize aslında 2 değil 4-5 aylık bir survive süresi doğuruyor ki ciddi bir nakit birikimi olmayan tüm ajanslar bu süreçten çıksa bile sonrasındaki iş için gerekli para konusunda sıkıntıya düşecekler. Çünkü tedarikçilerde vade konusunda eskisi kadar esnek olmayacaktır.

Özet: etkinlik sektörü bir an önce dijital dünyaya ayak uydurmanın yollarını bulmalıdır. buradaki dijital bir iş yapalım sosyal medyada bla bla olsun değil tabii ki. kalanı siz düşünün artık.

En sevdiğim. Neyse ki 3-5 yıl öncesine kadar birçok musteri jeneratorsuzluk sorununu yaşadı.. Şimdi yeniyetme kurumsalcilar patronculuk oynarken yapıyor bazen. Onlar da acı acı tecrübe edecek ve azalarak bitecek bu yarı cahiller...

Ajanstaki her şeyi yapabilme alışkanlıklarını kurumsalda da gösterip, üzerine sürekli daha fazla iş bindirilen, olur olmaz her şeye atlayan, ama onları da ajans yükü sonrası rahatlıkla tamamlayan kişi..
Kurumsal nolursa olsun ajansa oranla tam bir golf kulübü... 😉

2000'lerde Patronlar ve Vadeler - 30 gün gibi çok uzun vadelerle çalışıyoruz müşterilerimizle. O yüzden tedarikçilere en az 45 gün vade yapmalıyız. Tüm tedarikçilerimize durumu aktarıp, sektörün bu uzun vadelerini açıklayalım.

2010'larda Patronlar ve Vadeler - Müşterilerimizle vademiz sadece PO'yu takiben 90 gün. O yüzden tedarikçilerimize de 120 gün vadeli çalışılıyor, PO geç gelirse, vade de 150-200 günlere uzar. Bunda şaşılacak bir durum yok. Kimse vadesinden 1 gün önce bile para istemesin. Vadesi de min 120 gün olmakla birlikte net günü içimde saklı.

Müşteriden ve hatta en en üst düzeylerden "bugüne kadar yaptıklarımız arasında en iyisiydi" gibi mailler gelmişken, yoğunluğundan kendisi o işe dahil olamayıp son dakika katıldıysa, kendisine başarıyı mal edemeyeceğini anlayıp, "bu bu bu bu noktalar çok eksikti" diye mail döşenmesi, üstüne toplantı yapması ve işi bıraktırması..
Bu da benim kurumsala geçiş hikayemin parçalarından.
Teşekkürler yöneticim, sayende mutlu ve huzurluyum artık..

Bu liste ONS'suz olmaz, olamaz...

Özetle; Elexus, Staras, CVP, Yasin Soy, ATY ile Atölye'nin yaptığı iş.. (bilmediğimden yazamadığım çözüm ortakları alınmasın lütfen, bilenler eklesin)
Ne ajanslar ne savaşlar verdi bu işi almak için :) Turkcell'le ve TTG'yle çalışmayan her ajans girdi sanırım ihaleye. Sonuç Atölye'de kalmış ve parayı Atölye kazanmıştır :)

Müşteriye "maliyet analizi" içerikli herhangi bir şey yanlışlıkla gönderilir.. Sonrasında ajansta yaşananlar, mail geri çekme çabaları, telefonlar, krizler.. İşte bu sahneler;
18 Yaş ve Üzeri izleyici kitlesine uygundur.
Şiddet/Korku, Olumsuz Örnek Oluşturabilecek Davranışlar ve zaman zaman Cinsellik içerebilir.
Genel İzleyici Kitlesine kesinlikle uygun değildir.

Bir çok eventci için “otel odası” olabilir.
Podyum alti-ustu, desk yani, toplantı odası, araba, tır, simultane kabini gibi yerlerde uyumak gayet doğal ve olasıdır..

Her patronun 'gelmeden yapmayın' dediği, deadline'da hala gelmeyince de bu seferlik yapalım dediği, o eşsiz rakamlar.. Hiç bitmeyen 'bu seferlik'lerde en sevilenlerden 😂

Türk Telekom olmasaydı noolurdu dediğimiz firmalardan..

The Muslum Beyazay markasının yürüttüğü efsane! Canı sıkılmasın, tüm event firmalarına karşı savaş açabilecek zeka ve güçte sahne, stand, fuar dekorcu...